Nûdem HDK Avrupa Meclis Uyesi ve HDK Danimarka Es sozcusu Cemal Ozsaygi ile röportaj yaptı.
Nûdem: Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Cemal Ozsaygi: 1965 Sivas dogumluyum. Uzun yillardan beri Turkiye sosyalist hareketinin icindeyim, dogal olarak ulkemin her turlu ezasini da cefasinida cektim. Her Turkiyeli Sosyalist gibi bende nasibime duseni belkide fazlasiyla aldim. Hucrelerinde kaldim, sokaklarinda uyudum, “mapus damlarinda ” yattim. 15 yildir da siyasi multeci olarak Danimarkadayim.
Nûdem: Siz HDK Avrupa temsilcisiniz. HDK-A’nin amaç ve işleyişini anlatabilir misiniz?
Cemal Ozsaygi: Bizler, geçmişten biriktirdiğimiz mücadele deneyimlerinin yarattığı umut ile Türkiye’de kurulan Halkların Demokratik Kongresinin (HDK), tüm toplumsal muhalefet kesimlerini, demokratik direniş odaklarını, demokrasi, eşitlik ve barış mücadelesi verenleri, kısaca tüm ezilenleri ortak bir mücadele hattında buluşturmanın odağı olduğuna inanıyor ve bu inançla Avrupa’da da “Halkların Demokratik Kongresi – Avrupa (HDK-A)” olarak örgütleniyoruz ve bu orgutlulugumuzu daha da genişletmeye devam edeceğiz.
HDK-A, HDK’nın kongrelerinde güncelleyerek geliştirdiği programını esas aliyor ve bu programın gerçekleştirilmesi için mücadele yürütuyoruz. Bununla birlikte, faaliyet sürdürdüğümuz Avrupa coğrafyasındaki işçi ve emekçilerin, göçmenlerin, kadınların, gençliğin ve diğer toplumsal kesimlerin özgün koşullarını ve taleplerini dikkate alarak bunları programıza dahil ediyor ve mücadelemizin ana konusu sayiyoruz. HDK-A , Avrupa genelinde ve tek tek Avrupa ülkelerinde emperyalist-kapitalist sistemin baskıya ve sömürüye dayalı sistemine karşı işçi sınıfı, emekçiler, ezilenler ve dışlananların demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelelerinin destekleyiyor ve katılımcısı sayiyoruz. . Göçmen işçi ve emekçilerin, ezilenler ve dışlananların yaşadıkları ülke sınıfının bir parçası olarak bu mücadelede yer almalarını sağlama perspektifiyle hareket ediyoruz. HDK-A, Avrupa’da halkların her alanda eşit ve özgür bir temelde yaşamaları için mücadele etmeyi hedefliyoruz. . Tüm anti-demokratik uygulamalara, yasalara ve politikalara karşı, çeşitli halklardan, siyasal düşüncelerden, inançlardan, kültürlerden, cinsiyetlerden işçi ve emekçilerin, ezilenlerin, yok sayılanların emek, demokrasi ve özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesini sahipleniyor ve bunun calismasini yurutuyoruz. HDK-A, tüm demokratik güçlerin özgül mücadele alanlarını, kendisini onların yerine ikame etmeden, ortak mücadele alanı olarak kabul ediyor, devletlerden, sermayeden, hükümetlerden ve onların kurumlarından bağımsız olarak orgutlenmeyi esas aliyoruz.
Kültürlerin ve inançların kendi gelecekleri ile ilgili her konuda demokratik temelli hak taleplerini ve kararlarını esas alıyor; Kongre, içerisindeki örgütlenmelerin ve bireylerin, ifade, düşünce ve inanç özgürlüğünü tanıyor; demokratik, katılımcı ve şeffaf bir işleyişi benimsiyoruz. Kongre üyeleri, kongreye kurumsal ve bireysel kimliklerini koruyarak katılabilir; Üyelerinin insanlığa, halklara, doğaya ve mensubu olduğu tüm kongre kurullarına karşı sorumluluğunu esas alır ve HDK’nin genel yaklaşımına bağlı olarak, özerk ve meclis örgütlenmesi temelinde çalışır; Tüm karar alma süreçlerinde karşılıklı ikna süreçlerini sonuna kadar işletir, mutabakatın sağlanamadığı koşullarda azınlık görüşlerin ifade haklarını korur; Tüm karar alma mekanizmalarında kadınlar lehine en az eşit temsili esas alır ve uygular; Tüm karar alma mekanizmalarında tüm cinsel yönelimlerin ve cinsiyet kimliklerinin temsiliyetini esas alır ve uygular. Tüm karar alma mekanizmalarında gençlerin temsiliyetini esas alır ve uygular. Tüm karar alma mekanizmalarında bireylerin temsiliyetini güvence altına alır ve uygular. Aday olduğu takdirde engellilerin karar alma mekanizmalarında temsiliyetini güvence altına alır. Mutlak gereklilik olmadıkça, oylama yapılmadan fikir birliği sağlanmaya çalışılır. HDK-A, toplantılarında herkesin kendini anadilinde ifade etme hakkını kullanma olanaklarını yaratır.”
Nûdem: Geçtiğimiz hafta sonu Brukselde HDK-A’nın kuruluş konferansına katıldınız. Konferanstaki atmosfer ve çıkan kararlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Cemal Ozsaygi: Belçika’nın başkenti brüksel’de yüzlerce delegenein katılımıyla gerçekleştirilen Halkların Demokratik Kongresi-Avrupa (HDK-A) Kuruluş Kongresi’ne HDP milletvekilleri Ertruğrul Kürkçü,Tuğba Hezer, Mülkiye Birtane, ESP Avrupa Temsilcisi Ziya Ulusoy, SYKP eski Eş Genel Başkanı Tuncay Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda konuk katıldı. En son Kasım 2015’te başlayan “HDK-Avrupa’yı kuralım” çalışmaları, bugün tüm Avrupa’yı kapsayan devasa bir örgütlenmeye döndü. Daha önceleri de dillendirilen “Avrupa’da da HDK kurulmalı” görüşü, 2015 sonunda daha geniş tartışılarak, hemen 2-3 ay sonra da, 28 Şubat 2016’ta ilk toplantısını, kalabalık kurum temsilcileri ve bireylerle Köln’de gerçekleşleştirdi. İkinci topalntısını geçtiğimiz yılın Mayıs ayında gerçekleştiren Halkların Demokratik Kongresi-Avrupa (HDK-A), bu toplantıdan sonra, son toplantısını kongreden bir gün olmak üzere, her ay düzenli olarak bugüne kadar on toplantı gerçekleştirdi. AF’ye bilgilendirmede bulunan HDK-A eski Girişim Koordinasyonu Eş Sözcüleri Sakine Demir ve Yüksel Koç, ilk kuruluş aşamasını şöyle aktardılar: “KCDK-E, AvEG-Kon, SYKP ve FİDEF’in birer taslak metinler sundukları 28 Şubat 2016’da Köln’de yapılan toplantıda HDK-Avrupa’yı kurma çalışmamızın ilk adımını attık ve kimi kent ve ülkelerde fiilen HDK-A kuruluş çalışmaları başladı.” “Seçim süreçlerinin ortaya çıkardığı deneyimlerin, kurulan çok sayıda komitelerin ve komisyonların varlığı, 1 Kasım seçimlerinden sonra HDK-Avrupa’nın kurulmasını daha somut ele almamızı sağladı.” diyen eş sözüler “29 Kasım’da Düsseldorf’ta ABDEM ve Demokratik Güç Birliği bileşenlerinin seçim sonuçlarını değerlendirme ve AKP iktidarının HDP’ye yönelik saldırılarına karşı ortak mücadeleyi geliştirmek için yaptıkları toplantıda bu öneri somut olarak gündeme geldi.” dedi. “Örgütlenme çalışmalarını geliştirmek, hızlandırmak amacıyla çalışmanın zayıf gittiği alanlara merkezi görevlendirmeler yaparak müdahale etmeye çalıştık” diyen eş sözcüler “HDK-Avrupa örgütlenme çalışmasını siyasal faaliyetle iç içe yürütme perspektifiyle hareket eden Koordinasyonumuz, siyasal faaliyet için de bir dizi kararlar aldı. HDP’ye yönelik saldırılardan ‘İrademize Dokunma, Vekillerimize dokunma’, ‘Bu Suça Ortak Olma’ veya ‘OHAL’i Durdur’ Kampanyasından şimdi gündemimize gelen HAYIR kampanyası merkezi olarak gündemimizde olan kampanyalar oldu. Startı 17 Kasım’da bir basın açıklaması ile verilen ‘Türkiye’de OHAL’i DURDUR’ kampanyası, önemli bir siyasal çalışma. Zira bu konu hem Kürdistanlı ve Türkiyelilerin ve hem de Avrupalıların dikkatini çekmekte” dediler. “Başta amaçlanan geniş katılımlı Kürdistan ve Türkiyeli tüm farklılıkları temsil eden kurum ve yapıları, yine şahsiyetleri HDK-A bileşeni yapma amacı hedefi tam istendiği düzeyde gerçekleşmedi” diyen eş sözcüler “Özelikle Türk devletinin Kürdistan`da geliştirdiği katliamlar, Türkiye demokratik muhalefeti sindirme ve susturma politikaları sonucu yoğun bir pratik süreçten geçmemiz bir ölçüde bunda etken olurken, diğer bir etken ise henüz yeni olan HDK-A çalışmasının yeterince bilince çıkarılmamış olması ve kendi gündemleri üzerinde yoğunlaşmaları da bir başka etken olmuştur” dediler. 125 üyeden oluşan Meclis ve 35 üyeden oluşan yürütme kurulu Tüzük ve Programın sunumu, değerlendirme ve onaylanmasından sonra, karar önerileri de delegelerin oyuna sunuldu. Eş sözcülerin seçiminden sonra, iki yıl görev yapacak olan, 125 kişiden oluşan meclis seçildi. Kongrenin kapanışından sonra hemen biraraya gelen meclis içinden 35 kişiden oluşan yürütme kurulu oluşturuldu. merkez Yürütme Kurulu, eş sözcülerle birlikte 37 olmuş oldu. Hem meclis, hem de yürütme kurulu seçiminde başta kurum ve birey kotaları ve kadın erkek olmak üzere, tüm kota ve kontenjanlar dikkate alındı. Avrupa’da örgütlü faaliyet yürüten Kürt Özgürlük Hareketinden SYKP’ye, Aveg-Kon’dan Yeşil ve Sol Geleceğe, Kürdistan Komünist Partisi’nden Süryanilerin Mezopotamya Özgürlük Partisi’ne, Devrimci Aleviler Birliği’nden FEDA’ya, Civaka İslamiya Kürdistan’dan Ermeni Sosyalist gençlik örgütü Nor Zartonk’a, Lazlardan Ezidilere, FİDEF’ten bireylere, Sosyalist Kadınlar Birliği’nden lgbti bireylere ve diğer kurumlardan çok geniş bir yelpaze HDK Avrupa örgütlenmesinde bir araya geldi. Tüm bu renkler, yeni seçilen meclis ve yürütme kurulunda yer aldı.
Nûdem: HDK-A olarak Türkiye’de Başkanlık Sistemi ile ilgili yapılacak referandumda neden Hayır oyu kullanılmasını öneriyorsunuz?
Cemal Ozsaygi: Evet refarandumda hayir oyu kullanacagiz. Cunku, ” ‘Hayır’, iktidarlara karşı halk var demektir. ‘Hayır’ emeğin hakkını kazanmaktır. ‘Hayır’ kadın özgürlüğü mücadelesini büyütmektir. ‘Hayır’ demokrasiyi geliştirmektir. ‘Hayır’ kalıcı OHAL düzenine son demektir. ‘Hayır’ eşit yurttaşlık demektir. ‘Hayır’ inançlara özgürlük demektir. ‘Hayır’ yaşam ve doğanın tahrip edilmesine dur demektir. ‘Hayır’ ben, sen değil; biz demektir. ‘Hayır’ hayattır. Bizler, herkes için ‘hayır’ diyoruz. Türkiye’de demokrasiye, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne inanan tüm kesimlere çağrımızdır; tek adam yönetimine mecbur değiliz. Kendi gelecekleri için ülkeyi demokrasi dışı yollara sürükleyenlerden çok daha güçlüyüz. Ülkemiz için, halklarımız için, özgür, demokratik ve eşit bir yaşam için ‘hayır’ diyoruz. ‘Hayır’, demokratik Türkiye’nin yolunu açar.”
Nûdem: Referandumda evet çıkması halinde Turkiye’yi nasıl bir gelecek bekliyor?
Cemal Ozsaygi: ‘Hayır’ oyu verilmesi durumunda hükümetin birçok politikasını değiştirmek zorunda kalacaktır. Eğer biz ne referandumdan, Erdoğan’ın yetkilerinden’ dersek, OHAL, ebediyete kadar sürer, tek adam diktatorlugunu onaylamis oluruz. . Ama sandıkta demokratik yollarla durdurursak, herkes oturur yeniden hesabını yapmaka zorunda kalir. Emin olun ki, şimdi görmezden geldikleri, tutukladıkları milletvekillerini, siyasetçiler ve gazeteci ve yazarlari çıkarmaya eninde sonunda mecbur kalacaklar, Öcalan ile yeniden görüşecek ve barışı gündemlerine alacaklardır. Almak zorunda kalacaklardır. Barışın toplumsallaşmasından yanayiz, barisin olmadigi hic bir coğrafyada demokrasinin ve huzurun olmayacagini bilmeliyiz. Onumuzdeki bir kac gun içinde belli olacak, önünüze sandık gelecek olursa, emin olun ki hayır oyu ne kadar yüksek çıkarsa, OHAL o kadar erken biter, tutuklanan milletvekillerimiz o kadar erken serbest bırakılacaktır.
Nûdem: Hem referandum hem diğer alanlarda HDK-A olarak Danimarka’da nasıl bir çalışma yürütmek istiyorsunuz?
Cemal Ozsaygi: HDK Avrupanin kurulus girisiminin baslamasinin hemen ardindan, HDK Danimarkanin da kurulus calismalarina basladik. Yurutulen bir dizi tartisma ve toplantilar sonucunda Fey – Kurd (Demokratik Kurt Toplum Merkezi) , OPSAK (Odense Pir Sultan Abdal Dernegi) , DAB (Devrimci Aleviler Birligi) SYKP (Sosyalistlerin Yeniden Kurulus Partisi) ve bagimsiz bireylerin katilimi ile kuruldu. Gecen hafta Brukselde yapilan HDK Avrupa kongresine iki delege ile katilim saglan HDK DK, onumuzdeki refarandum surecinde HAYIR kampanyasini orgutleyerek en genis katilimin olmasi icin caba harcayacak. HDK DK istenilen duzeye elbetde henuz gelemedi. Onumuzdeki surecte kendi program ve anlayisi geregi calismalarini surdurecektir.
Nûdem: HDK olarak Danimarka’da yaşayan Türkiyelilerden neler bekliyorsunuz?
Cemal Ozsaygi: HDK DK olarak elbetde hedef kitlemiz Turkiyeli ve Kurdistanli gocmenler ve Danimarkada yasayan tum emekten yana, anti fasist, anti kapitalist cevreci kesimlerdir. Dogal olarak bolgemizde yasanan sorunlara karsi duyarsiz davranamyiz, sessiz kalamayiz. Artik dunya cok daha kuculdu. Dunyanin neresinde olursaniz olun, tum savaslar ve cevre sorunlarindan uzak kalamiyorsunuz. Dogal olarakta ulkemizde ve bolgemizde yasananlar elbetde ki bizim sorunumuz ve bir sekilde etki eden ya da etkilenen olmak durumundayiz. Danimarkada yasayan tum Turkiyelileri onumuzdeki referandumda mutlaka oy kullanmalarini ve HAYIR demelerini bekliyoruz, beklemektende ote istiyoruz, Cunku bu surec tek adam diktaindan onceki son cikis. Tum yetkilerin bir kiside toplanmasi demek MUTLAKIYET, OTORITERIZM, DIKTATORLUK VE sonuc da da FASiZM demektir.
FASIZME KARSI DIRENMEKTE MESRU BIR HAKTIR